30 Aralık 2018 Pazar

Yeni Bir Blog Keşfedin : Rehitu.com




Merhabalar değerli blog okuyucuları. Blog sayfamda  bir oyun oynamıştık ve kazanan blogger arkadaşımızın sayfasını inceleyerek blogunu tanıtma ödülü vermiştik. Bir önceki paylaşım da katılımcıların aldığı puanlar yorum olarak yer almakta. Peki en yüksek puanı hangi blogumuz aldı ? Yayınımızın başlık kısmında gördüğünüz gibi  ReHiTu 54 Puanla ilk sırada yer almakta. Kendisini tebrik ediyoruz :)
Diğer katılımcılarımız ise;
İbrahim Bey  52 puan
Arda Bey 51 puan
Engin Bey 49 puan
Ben ise 48 puan almışım :) Katılan arkadaşlarıma teşekkürlerimi sunuyorum.
Uyarı : Birinci olan blogumuzun ödülünü tüm katılımcı arkadaşlarımız verirse çok sevinirim.

Bu Blogu Herkes Ziyaret Etmeli : https://www.rehitu.com/

Evet sevgili okuyucular bu oyun sayesinde Recep Beyin blogunu ayrıntılı inceleme fırsatı bulmuş oldum. Bir çok  yazısı bulunmakta, bakabildiğim kadarıyla yazılarını okudum. Herkesin ilgi alanına hitap eden bir blog sayfası... Alışveriş sevenler, eğitim sevenler, bilgi almak isteyenler, anı okumayı sevenler, şiir sevenler... bu örnekleri çoğaltabilirim.  Neredeyse herkesin bir nokta da en sevdiğim konu diyebileceği farklı içerikler mevcut. Bu nedenle öncelikle yazarımızı tebrik etmeliyiz. Bol içerikli, renkli bir blog sayfası olmuş. Ayrıca eğlenceli ve sohbet havasındaki yazıları da okurken sizi sıkmayacak türden :) Ben de beğendiğim yazılarından birini seçerek size linkini bırakıyorum :

https://www.rehitu.com/2018/07/engelli-bireyler-her-yerde.html

Recep Bey oldukça güzel bir konuda, yaşadığı bir anıyı örneklendirerek düşüncelerini paylaşmış. Ben engelli bireyler hakkında yazdığı yazıyı severek okudum. Eminim ki sizlerde bu konuda hassas bireylersiniz. Fikirlerinizi yazısını yorumlayarak paylaşabilirsiniz :)

Mutlaka bloguna göz atmanızı tavsiye ediyorum. Benim için keyifli bir mini oyun oldu. Katılan, yorumlayan ve blog etkileşimi kuran herkese şimdiden saygı ve sevgilerle.

28 Aralık 2018 Cuma

Blog Oyunu Anketinde Blogger Puanlayalım...

Resim:Alıntıdır.

Merhaba, hatırlarsanız daha önceki paylaşım da oyun konusunu ele almıştım. Oyun oynamanın aslında çok önemli  katkıları olduğunu tartıştık. Dilerseniz yazıma buradan ulaşabilirsiniz. Yazımın sonunda da blog ortamında oyun oynanabilir! diyerek bir oyun açmıştım.Dört günlük bir süre geçti. Daha fazla bekletmek istemedim arası çok uzamaması için.. Blog arkadaşlarımdan yazımı görenler yorumda bulundu ve oyuna katılanlar oldu... Yorumlarını ve görüşlerini bildiren arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Oyuna katılan arkadaşlarım da beni ayrıca mutlu ettiler :) Netice de oyun dediğin daha somut olur, katılımcısı bol olur. Fakat blogumun yeni olması ve izleyici kitlemin henüz çok başlarda olması sebebiyle büyük bir oyun olmayacağını düşünmüştüm ama içimden geldi ya !  İlla ki oynamalıyım ben bu oyunu :)  Bu yüzden dedim ki: Bir kişi bile olsa ben bu oyunu oynayacağım...

Neyse ki sandığımdan daha kalabalık olduk, 5 kişiyizz :))

Şimdi ki görevimiz ise katılan arkadaşlarımızın tanımlamalarını oylamak olacak. En yüksek puanı alan blogger arkadaşımızı diğer dört arkadaşımız bir paylaşım yaparak değerlendireceğiz. Takip için önereceğiz. Tabii ki ev sahibi olarak ilk paylaşımı ben yapacağım ve diğer arkadaşlarımızda en çok puan alan blog arkadaşımızı öğrenmiş olacak.
Katılım sayısı çok olsaydı puanlama değil, oylama sistemi yapmayı düşünmüştüm fakat beş kişiyi kolayca puanla değerlendirebiliriz.

Bu oylamaya herkes katılabilir, hatta puan verirseniz istediklerinize çok mutlu olurum :)

  • Aşağıda ismi bulunan ve kendini tek kelimeyle ifade eden arkadaşlarımızdan birisine (eğer isterseniz birden fazla veya hepsine puan verebilirsiniz) bir-on  (1-10) arasında puan verelim.
  1. İbrahim = İdealist İbrahim, olarak kendini tanımladı. Bloguna ulaşabilirsiniz.
  2. Recep Hilmi = Rahat (adam)  Recep Hilmi, olarak kendini tanımladı.Bloguna ulaşabilirsiniz.
  3. Engin = Erdemli Engin, olarak kendini tanımladı.Bloguna ulaşabilirsiniz.
  4. Arda = Aylak Arda,olarak kendini tanımladı. Bloguna ulaşabilirsiniz.
  5. Aylin = Azimli Aylin, olarak kendini tanımladı. Şuan blogumdasınız.
NOT: Puan verme durumu en az 5 en fazla 15 kişi olursa bitmiş sayılabilecek. Bu sayının sağlanması yayının görüntülenme durumuna göre değişkenlik gösterebilir. Bu nedenle 30.12.2018 saat 18:00 tarihine kadar puan verme süresi serbest olacak.
Bu tarihten önce 15 kişi oy kullanmış olursa, şart sağlanmış olacağı için puan verme durumu bu tarihten önce de bitebilir. Sınırımız 15 kişidir :) 15'den yukarısı puanlamaya dahil edilmeyecektir.

İlk puanlama ev sahibi olarak benden gelecek yorum kısmında, başlangıç olacağı için herkese (kendim hariç) eşit puan vererek başlatacağım :) Fakat oyuna katılan kişiler, kendisi dışındaki 4 arkadaşimiza puanlama yapmak zorundadır. Adil bir puanlama olması için katılımcı arkadaşlarımızın puanlarına kendisini dahil etmemesi daha anlamlı olur . Şimdiden katılım sağlayan arkadaşlarıma ve yorumla puanlayan arkadaşlarıma teşekkür ediyorum... Yorumlarınızı bekliyorum.

Mim- 2019 Hedeflerim ve Hayallerim


Merhaba 2018'in son günlerinde blog dünyasıyla tanıştım. Burada yeni olmama rağmen çok değerli blogger arkadaşlar edindim ve edinmeye devam ediyorum. Neden daha önce buralara uğramadım ki ! pişmanlığıyla da tanışmaya başladım diyebiliriz... Hiçte sevmem pişmanlık kelimesini :) o halde bakış açımı değiştirip, iyi ki geldim diyorum. Sanki burası başka bir Dünya. Binlerce farklı renk, farklı fikir ve düşünce var. En güzel kısmı burada insanlar şekillere değil, fikirlere önem veriyor. Ulu önderimiz M.Kemal ATATÜRK"ün dediği gibi "Fikirler Ölmez". Bu sözü ayrıca seviyorum. İnsanların fikirlerine önem verirsek kazanacağız. Blog ortamının neden bu kadar sevildiğini tecrübe etmek, benim açımdan bu senenin en güzel kazanımı oldu diyebilirim. 

Peki gelelim asıl konumuza, şuan ilk mim yazımı yazıyorum. Beni davet ettiği için İbrahim beye teşekkür ediyorum. Kendisi de farklı bir blogger arkadaşın davetiyle 2019 yılından beklentilerini, hayallerini yazmış. Yazısını okumak isterseniz buradan ulaşabilirsiniz. 

Benim 2019'da ki hedeflerim veya hayallerim :
  • Öncelikle bitmek bilmeyen bir enerji hayal ediyorum. Hayatımda durağan geçen, sanki kısır bir döngüye girmişim hissine 2018 ile veda ederek, sağlıklı, dinamik ve enerjik bir yıl hayal ediyorum.
  • Her mezun öğretmen gibi beni ayakta tutacak ideallerime, yuvama yani eğitim ortamına dönmek ve öğretmen olarak tecrübelerime yenilerini eklemek istiyorum.Fakat hayat zaten bir eğitim değil mi? İşte bu yüzden çok öğrenmek istiyorum. Kendimi yüzeysel bilgilerden sıyırıp daha derin, daha anlamlı bir noktada bulmak. Bulunduğum noktadan birilerine farklı değerler katmayı hedefliyorum. Çünkü beni mutlu edecek en temel inancım bu...Kendime yeni şeyler katma kısmı 2019'un ana hedefi diyebilirim.
  • En önemlisi insan olduğumuzu hatırlayan ve insana yakışır davranan bir toplum diliyorum.
  • İyiliğin arttığı, bencilliğin olmadığı, haklının hakkını aldığı, sözde değil özde olan iyilikleri hayal ediyorum.
Bütün bu hayallerime karşı düşündüğüm gibi merhameti, aklı, vicdanı temiz insanların çoğunlukta olamadığı bir yıl olursa, asla kendimden ve mücadelemden ödün vermemeyi hedefliyorum :) İyi olandan pes etmek, kötü olanı tercih etmektir. Hayat bize beklediğimizden daha güzel günler de getirebilir, kötü günler de bu yüzden en zor zamanlarda bile inancımızı, merhametimizi kaybetmediğimiz bir yıl hayal ediyorum :)

Şimdi sıra davet kısmında fakat bende tam olarak kimlerin davet edildiğini bilmeden davetimi göndereceğim.

İnciden Notlar

Yaşam Defterim

Bilgi Kırıntıları

Bu güzel mim için sizlerinde yazılarını bekleriz :) 

Herkese Musmutluu Yıllar...


24 Aralık 2018 Pazartesi

Herkes Oyun Oynamalı Çünkü…


En son ne zaman oyun oynadınız? Ya da oyun oynamak dediğimizde, aklınıza ilk gelen şeyin ne olduğunu merak ediyorum. Yazımı sonuna kadar okumanızı tavsiye ediyorum, belki birlikte blog oyunu oynarız. Hiç fena olmaz değil mi? Evet, yaşımız ilerledikçe oyun oynama sıklığımız oldukça azalıyor. Bu konu üzerinde düşünmemi sağlayan, Amasya üniversitesinde konferans veren Dr. Yavuz SAMUR hocamız olmuştu. Konferansına katıldığımda ne kadar az oyun oynadığımı fark ettim. İlk defa bir konferansı bu kadar severek ve ilgiyle dinlemiştim. Gelin biraz bu konuda konuşalım.

Oyun oynamak dediğimizde aklımıza neler geliyor?

Kutu kutu peensee diye başlıyorum…Her türlü oyun oyundur öncelikle bunu söyleyelim. Evcilik, bilgisayar oyunları, santranç, tavla, isim-şehir oyunu, ip atlama, uzun eşek, birdirbir, çelik çomak, tabu, okey, sıcak-soğuk, el kızartmaca, 9 taş, yakan top, futbol, voleybol… Örnekleri çoğaltabiliriz.
Peki, kendimiz oyun yapamaz mıyız? Yaparız, tabi ki. Oyun oynamanın sınır yoktur. Kendi oyunlarımızı kendimiz de bulabiliriz. Evde çocuğumuzla otururken zamanımızın büyük bir kısmını TV karşısında geçirmek yerine oyun saati yapabiliriz. İnanın bu çok eğlenceli ve geliştirici olacaktır.

Oyun oynamak bize ne kazandırır ?

Öncelikle oyun oynamak çocuklar için çok önemlidir. Biz veliler bazen çocuğumuzun, çocuk olduğunu unutmuş gibi davranıyoruz. Başarılı olmayı 100 tam puan üzerinden ölçerek hayatını test çözmeye adamış, yarış için hazırlanan bir canlı haline getiriyoruz. Maalesef burada yanlış yapıyoruz. Önemli olan hayatı planlamaktır. Süreyi dikkate alarak derslerinin yanı sıra oyun, etkinlik, TV gibi aktivitelere de zaman ayırmalıyız. Fakat bu başlı başına bir konu, belki başka bir yazımda bunu tartışırız. Şimdi konumuza dönecek olursak, bir oyun bize neler kazandırabilir ki;
  • Eğleniriz (Stres, kaygı vb. konuda rahatlatır)
  • Fiziksel gelişimi destekler (özellikle çocuklar için)
  • Dil gelişimi ve düşünme mekanizmamızı geliştirir.
  • Yaratıcılığımızı geliştirir.
  • Deneyim kazandırır, öğrendiklerini pekiştirir.
  • Çözüm bulma, problem çözme yeteneğimizi geliştirir.
  • Sosyalleşme becerisi kazandırır.
  • İnsan ilişkilerini geliştirir ve kuvvetlendirir.
  • Paylaşma duygusu kazandırır. Çatışma durumlarını yönetmemizi sağlar.
  • Farklı fikirlere karşı saygı duymamızı sağlar.
  • Saldırgan kişilikteki insanların kendini ifade etmesini ve öfkesini kontrol etme yeteneği kazanmasına yardımcı olur. Çünkü oyunda yenmekte vardır, yenilmekte…

Maddeleri çoğaltabiliriz.
Aslında en önemlisi oyun oynamak bize her zaman kazanan taraf olamayacağımızı öğretir. Bu sayede başkalarına saygı duymayı, kendimizin eksik yönlerini keşfetmeyi, sabretmeyi, çabalamayı ve tebrik etmeyi öğreniriz.

Örneğin; spor sayfalarında önemli maçlardan sonra tarafların birbirine zarar verdiğini okuruz. Burada ki temel eksik, oyun oynamanın erdemini oturtamamaktan kaynaklıdır. Bu yüzden daha çok oynamalı, kişiliğimizi daha doğru bir şekilde oturtmalıyız.
Özellikle eğitimde oyuna kesinlikle yer verilmelidir. Öğretmenlerimiz bu konuya daha çok zaman ayırarak eğitici oyunlarla hem konuyu pekiştirip, hem de kişilik yapılarını oturtmaya destek sağlamalıdır. Çocuklarımızın ruhsal olarak sağlıklı ve duyarlı bireyler olması için onlara yararlı oyunlar oynatmalıyız. Düşünmelerini, saygıyı, çalışmaları gerektiğini ve daha bir çok önemli beceriyi kazandırmak için oyun oynatmak en eğlenceli etkinliktir.Peki sadece bu konuştuklarımız çocuklar için mi geçerli? Hayır tabi ki, yetişkinlere de aynı katkıları sağlar ve günümüz şartlarında stresle başa çıkmak için en güzel yollardan birisidir. Birde eğitici bir oyunsa işte o zaman çifte kavrulmuş olur.

Benimle kısa bir blog oyunu oynar mısınız ?

Madem bu kadar oyun dedik, blog oyunu oynayamaz mıyız? Evet oynarız…Blog üzerinde tam anlamıyla bir oyun belki biraz zor ama imkansız değil. Oylama yöntemi kullanarak oyunlaştırılmış bir yarışma düşündüm.
Bir gün hocamız bizi tanırken farklı bir yöntem kullanmıştı ve çok beğenmiştim bende bu yöntemi oyunlaştırmaya karar verdim.

Şimdi oyunumuzu açıklıyorum :
  • Oyun, kendimizi tek bir kelime ile ifade etme olacak.
  • Fakat bu kelime ismimizin baş harfi ile başlamak zorunda, yani kendinizi isminizin baş harfiyle başlayan tek bir kelime ile özetleyeceksiniz. Bir süre oyun devam edecek. (3-4 gün olabilir)
  • Daha sonra oyuna yorum olarak katılanları yeni bir yayınla liste olarak açıklayacağım. Bu listeden herkes kendisi hariç en güzel, farklı tanımlamayı yaptığını düşündüğü kişiden yana oyunu kullanacak.
  •  Kullanılan oyları belli bir yorumdan sonra kapatacağım. Oylamaya oyunu oynamayanlarda katılabilecek. (En az katılan kişilerin tamamı kullanınca oyunu oylama kapanır. En fazla da iki katı kişi olursa, bu aralıkta kapatacağım oyunu)

·     Oylama sonunda en çok oy alan kişinin blogu tanıtılacak, oyuna katılan herkes yayın olarak paylaşacak ve blogu hakkında kısa veya uzun fikirlerini yazacak. Bu sayede hem oyun oynamış olacağız, hem de katılan kişiler sayesinde kazanan kişinin blog tanıtımı olacak.
   
      NOT: Bir kişi bile oynamak isterse ben bu oyunu oynayacağım.Katılan kişiler kurallara uymak zorundadır. Unutmayın oyun kişiliğimizi ortaya koyar.
    
      Oyunu Başlatıyorum :  Aylin = Azimli Aylin

       Yorumlarınızı bekliyorum…

17 Aralık 2018 Pazartesi

Eğitimde Bilişim Teknolojileri Trendi...



Merhabalar, bugün biraz eğitimden bahsedelim. Özellikle ilkokul ve ortaokulda eğitim gören çocuklarımız için temel dersler kadar önemli olan Bilişim Teknolojileri dersi üzerine konuşmak istiyorum. Yıllardır bilgisayar dersi adı altında Microsoft Office programları öğretiliyordu, şimdi gelişen teknolojiyle birlikte eğitimlerde değişiyor.

Ülkemizde son yıllarda robotik ve kodlama dersleri çok önemsenmeye başlandı. Bunun sebebi her şeyin makineleşmesi, insan gücünün azalarak her işi makineler üzerinden yapmaya başlamamızdır. İleride bir çok meslek gereksiz olacak, makineleri yönetebilenler kazanacak, çünkü ihtiyaç o yönde olacak. Bunu yapabilmek için kodlama bilgimizin olması gerekir. İşte bu nedenle öğrenciler ciddi şekilde bu alana yönlendiriliyor. Geleceğin mühendisleri, yapay zeka uzmanları olmaları için ana sınıfı seviyesinden başlanarak eğitim veriliyor. Yazılım dersi devlet okullarında var fakat yazılım kısmından öte robotlar üzerinde bu yazılımların yapılması henüz imkanlar dahilinde sağlanamıyor. Özel okullarda var olan robot setleri maalesef devlet okullarında yaygın değil. Bizler de bilinçli veliler olarak en azından bu konu da bilgi sahibi olup çocuklarımızı yönlendirmeliyiz. Şuan bilişim teknolojileri dersi kodlama, robotik ve elektronik temellerinin verildiği bir alan oldu. Teknoloji konusunda ilerlemiş ülkelerin büyük güçlere sahip olduğunu biliyoruz. Bu ülkelerde Türkçe,Matematik gibi temel dersler neyse teknoloji de onlar kadar önemseniyor, hatta en popüler meslek dalı diyebiliriz. Çünkü vizyonları bugünü değil geleceği yönetmek, bu yüzden çok küçük yaşlarda bu eğitimler veriliyor. Ağaç yaşken eğilir atasözünü en iyi biz biliriz öyle değil mi ?
Çocuklarınız minik mühendisler olmalı :) elektronikle, kablolarla, led ışıklarla iç içe olmalı. Bu alanda küçük icatlar yapabilmeleri için öğretmenlerimiz yönlendirmeli, bizlerde veliler olarak bunların varlığından haberdar olmalıyız. Çocuğunuzla basit bir karton etkinlik yapmak bile çocuğunuzun ürün ortaya koyma yeteneğini geliştirecektir :) bakın burada tüm anlattıklarımı tek kelimeye sığdırmak gerekirse bu kelime ÜRETKENLİK kelimesidir. Üreten çocuklar olmaları gerekiyor, gelecekte üretmeyen farklılık ortaya koyamayanlar işsiz kalacaktır. Her yerde robotlar, yapay zekalar olsa bile insanlar kadar özgün olmalarını beklemeyiz. Bu yüzden işimizi bir makineye kaptırmamak için farklılık ortaya koymalı, o makineyi yönetebilen olmalıyız. Bunun yolu da üretmek, farklı düşünmek ve teknolojiye yakın olmaktan geçiyor,şartlar bunu açıkça ortaya koymakta.

Sevgili okuyucularım robotik ve kodlama alanında çocuklar için basit, online ve ücretsiz siteler var. Tıpkı oyun oynar gibi analitik düşüncelerini geliştirmek ve kodlamaya adım atmalarını sağlayacak.

Örneğin ;
https://studio.code.org/courses
https://www.kodris.com
http://kodlamaatolyesi.com/
bunlardan farklı sitelerde mevcut.
Ayrıca Scratch programı en çok kullanılan programdır.Başka programlarda var tabi ki. Çoğu okulda bu program üzerinden çocuklara kodlama yaptırılıyor ve çocuklar kendi oyunlarını yapabiliyorlar :) bu programlarda yazdıkları kodları ise robot setlerine bağlayarak (yükleyerek) tıpkı mühendisler gibi minik projeler çıkarıyorlar. Mbotlar, Arduino, Lego gibi robot setleri satılıyor bunlara örnek bir iki alışveriş sitesi linki ekliyorum ;
https://robocombo.com/
https://www.robotistan.com

Tabi ki set almak zorunda değilsiniz. İmkanlarınız dahilinde örnek verdiğimiz kodlama sitelerinde etkinlik yaptırabilirsiniz Algoritma ve analitik düşünme becerilerini kazandırabilirsiniz. Unutmayın ki, yazılım ve teknoloji sayısal mantık ve beceriler gerektiren bir alandır. Çocuğunuz bu alanda ne kadar doğru eğitilirse zihinsel düşünme becerisi, sayısal mantığı o kadar gelişecektir.

Bilişim teknolojileri öğretmeni olarak temel bilgiler vermeye çalıştım. Bu alanda neler yapıldığı, hangi çalışmaların önemsendiğini aktarmak istedim, umarım biraz olsun yarar sağlamıştır bu yazım :) Yukarıya basit bir örnek bıraktım, kodlama ile çalıştırılmış ışıklı çark projesi. Bu projeleri asıl yapacak olanlar bizim minik ve tatlı çocuklarımız bu enerji ve zeka hepsinde mevcut...
Görüşleriniz ve sorularınız varsa yorum atabilirsiniz. Sevgilerimle :)


16 Aralık 2018 Pazar

Alfa Kuşağı Çocukları...



Merhabalar, yorucu bir gün geçirdim. Çünkü Alfa kuşağı bir yeğenim var ve yeni nesil çocuklara yetişmek bir hayli zor. Bende yazımı bu konuya ayırmaya karar verdim.
Belki bazılarımız Baby Boomer, X,Y ve Z kuşaklarını duymuştur. Bu kuşakların en sonuncusu ise Alfa kuşağı,sizlere kısaca açıklayayım:

1946-1964 yılında doğanlar Baby Boomer kuşağı olarak adlandırılıyor. Bu kuşağın genel özellikleri; işsizlik ve rekabet çağını yaşadıkları için işkolik oldukları söylenir. Kuralcı, otoriteye saygılıdırlar. Ayrıca BEN merkezci olmalarıyla tanımlanırlar. Kendilerini geliştirmeye meraklıdırlar.

1965-1979 yılında doğanlar X kuşağı olarak adlandırılır. Bu kuşağın özellikleri ise;
Savaş zamanlarına denk geldikleri için mücadelecidirler ve zamanında yokluk gördüğü için maddiyata önem veren  bir kuşaktır. Şüpheci ve rekabetçidirler. Azla yetinmeyi bildikleri için kanaatkar olarak tanımlanırlar. Daha iyi yasam standartları için az çocuk anlayışındadırlar. Teknolojik gelişmelere mecbur kaldıkları için uyum sağladıkları söylenir.

1980-1999 yılında doğanlar Y kuşağı olarak adlandırılıyor. Bu kuşağın genel özellikleri ise; öz güvenli, otoriteye karşı saldırgan,gerçekçi,az çalışarak çok iş yapma eğiliminde olmaları, tatminsiz ve girişimci olmalarıyla tanınırlar. Y kuşağı için özgürlüklerine düşkünde diyebiliriz,ekip ruhuna sahip bir kuşaktır. Son olarak teknoloji onlar için çok önemlidir.

2000-2009 yılında doğanlar Z kuşağı olarak adlandırılıyor. Bu kuşağın genel özellikleri ise ; teknolojiye gözlerini açan bir kuşak olarak tanımlanır. Yaratıcı, tatminsiz, tüketici,geleneksellikten uzak, otoriteye saldırgan ve teknoloji kullanımında çok iyi ama sosyal becerileri düşük olarak tanınırlar. Teknoloji yaşamlarının bir parçası haline gelmiştir.


Vee işte en son karşımıza gelen kuşak ise ;

2010-2019 Alfa kuşağıdır. Teknoloji hayatlarının merkezinde olacak, oyun bağımlısı, bir hayli hareketli kuşak. Paylaşmaktan nefret ederler. 9 aylık yeğenim eşyasına dokununca bile ağlıyor,siz düşünün vay halimize !😟 en girişimci nesil oldukları söyleniyor. Robotlar, sanal gerçeklik gibi teknolojik kavramlar hayatlarının merkezinde olacak. Bu nesil hepimize hemen hemen  hiç olmadığı kadar uzak gelecek diye düşünüyorum. Kuşak çatışması diyoruz ya hemde ne çatışma olacak. Fakat bir o kadar da problem çözme yetenekleri gelişmiş zeki bir nesille karşı karşıyayız. Bu neslin ebeveynleri oldukça yorulacak, bir saniye bile yerinde durmayan afacanlara yetişmek kolay değildir sanırım. Bugün bir kez daha bunu tecrübe ettim, sürekli hareket halindeydi :)  Fakat bizler bu nesille iletişim kurmanın, onlara ulaşmanın bir yolunu bulmak zorundayız. Her biri bizim geleceğimiz olacak. Ne yalan söyleyeyim yorucu ama bir o kadar da sevimli bir kuşak bizi bekliyor gibi hissediyorum...

Bu  arada ben Y kuşağına dahil oluyorum :) peki ya siz?



14 Aralık 2018 Cuma

Nano Teknoloji (Nano'yla Küçüldüm)




Resim:https://www.bilimvetekno.com/


Sevgili okuyucular, bugün Nano teknolojiyi konuşuyoruz. 
Yeterince karmaşık olan bilim ve teknolojiyi terimsel ifadelerden uzak, kısa anlatmak bana göre en iyi anlama biçimidir. Fakat konuya giriş için kısa bir tanım yapmadan geçemeyeceğim :)
Nano Teknoloji: Atom ve moleküllerin birleşmesiyle oluşan, nanometre ölçekli yapılar olarak tanımlanıyor.
Yaniii ?
Nano bir ölçek. Nanoteknoloji'de o ölçekte geliştirilen teknolojiler demektir.
Nano milyarda 1 oranını ifade eder.
Düşünebiliyor musunuz 😲 herhangi bir şeyi milyarda 1 oranında küçülttüğünüzü, işte bu teknoloji bunu yapıyor. Yıllardır küçülüp duran bilgisayarlarımızın sırrı buymuş demek ki ! Ama ben bu konuyu çok fazla konuşarak açıklamayacağım, bol örnek vererek açıklamak çok daha yerinde olacaktır. Mesela;

  • Hanımlar en çok ne isterdi? Bulaşık olmayan bir hayat mı? Bu mümkün, evet evet şaka değil. Nano teknoloji sayesinde kirlenmeyen eşyalar yapılıyor. Aynı zamanda ıslanmayan araç- gereçleri de bu örneğe ekliyorum.
  • Kir tutmayan ve ıslanmayan halı örneğini de  ekleyebiliriz.
  • Nano teknolojinin marifetleri bu kadar değil. Bu teknoloji küçülmenin yanı sıra  maddelerin daha dayanıklı olmasını sağlıyor. Hafif, küçük, dayanıklı ve kullanışlı hale geliyor.
  • Tıp alanında da kullanılıyor. Yaraları daha hızlı iyileştiren yara bantlarından söz ediliyor. 
  • Yine başka bir alan olan kozmetik kadın-erkek herkesin ilgilendiği bu alanda da kırışıklık kremlerinde nano teknoloji kullanılıyor. 
  • Ya da su geçirmeyen telefonları da bunlara örnek verebiliriz.
Bu alanda hızlı bir gelişim söz konusu ve nano teknoloji hayatımıza girmiş durumda,bunlara ek olarak bir çok örnek var. Doğanın atomik yapısı üzerinde oynayarak harika işler çıkaranlara ise insanoğlu diyoruz.

Sevgilerimle :)





Blog Takip Etkinliği

Merhaba blogda yeniyim ve gelir gelmez sıcak bir karşılamayla deep beni bu etkinlikten haberdar etti bende tabiki bu sayede farklı blogları tanıma fırsatı yakalayacağım, düşüncelerimi paylaşmak ve fikirlerimizi çoğaltmak icin daha fazla blog diyelim o halde etkinliği açıklayayim;


1. Öncelikle aşağıda linklerini paylaştığımız blogları tek tek ziyaret ederek, onları takibe alıyoruz. Eğer blogda takip bölümü yoksa, bu durumda e mail yolu ile abone oluyoruz.


2. Sonrasında takibe aldığımız bloglardaki "Büyük Blog Takip Etkinliği" paylaşımının altına, bu etkinliğe katıldığınızı, takipte olduğunuzu belirten bir yorum ile birlikte kendi linkinizi bırakıyorsunuz. 


3.Son olarak da kendi bloğunuzda "Büyük Blog Takip Etkinliği" başlığı altında, etkinliği anlatan bir yazı yazıyorsunuz. Yazının sonuna aşağıda görmekte olduğunuz linkleri de ilave edip ve en sonuna kendi linkinizi ekleyerek yazınızı paylaşıyorsunuz. Kurallarımız bu kadar açık .




https://engincilekci.blogspot.com/

https://renklihayallerfabrikasi.blogspot.com/

https://kelebeketkisi39.blogspot.com/

https://yelizinkesifleri.com/ 

https://www.masalzehra.com/ 

https://beautypery.blogspot.com/ 

https://www.makyajliyorum.com/ 

https://kadincada.blogspot.com/

https://melciblog.blogspot.com/

https://www.sosyalmedyakafe.com/

https://renkliblogsayfam.site/

https://aylakeditor.blogspot.com

https://alevkaraca.blogspot.com.tr/

https://www.sosyalanneyim.com/ 

https://yesimlehertelden.blogspot.com.tr/ 

https://bahceperim.blogspot.com.tr/ 

https://dertlidostum.blogspot.com.tr/ 

https://camdandusler.blogspot.com.tr/

https://blogonerr1.blogspot.com

https://sadevederin.blogspot.com

https://gunesebakarken.blogspot.com

https://kitaplarakacanlar.blogspot.com/

https://mavidaktilo24.blogspot.com/


https://okumayagel.blogspot.com/

13 Aralık 2018 Perşembe

Yapay Zeka Derken...

Merhaba,yapay zeka hakkında biraz bilgi vereceğim.
Herkesin duyduğu ve daha çok duyacağı yapay zeka derken ne demek istiyoruz ?
Aklımıza ilk gelen şey insansı robotlar oluyor.
Örneğin, ilk vatandaşlık alan Sofia gibi bizi hayrete düşüren insanı taklit eden neredeyse insanlarla yarışmaya hazırlanan yapay zeka robotları yada makineler...

Yapay zeka ses algılama, konuşma, hareket ve sayısal mantık yürütme gibi yeteneklere sahip olan makineleri ifade ediyor. Bu alanda bir çok örnek var; Siri, Alexa, söylediklerinizi yazıya çeviren uygulamalar ve en basit örnek olan mail spam kutunuz bile aslında yapay zekanın bir sonucudur.😊
Yani siz bir şeyi söyleme gereği duymadan makine bunu çoktan kendiliğinden yapmış oluyor. Makinelerinde beynimiz gibi bellekleri vardır ve yazılımını yapan kişiler makinenin bir işlemi gerçekleştirmesi için en küçük şeyleri bile veri olarak tanımlarlar. Makine ise kendisine ne gösterildiyse sadece onu yapar, çünkü insanlar gibi düşünme yetileri yoktur. İşte yapay zeka burada devreye giriyor artık makinelere sabit tanımlamalar dışında düşünmeyi ve sentez yapmayı öğretiyoruz. Biz buna tıpkı insanlar gibi öğrendiklerini yan yana getirerek yeni bir bilgiye ulaşma kabiliyeti diyebiliriz.
  Fotoğraf :https://technotoday.com.tr

Bizim alfabemiz varsa onlarında 0,1'leri var: Mesela bu sayısal rakamları yan yana getirip selam diyebiliyor bize. Makineye selam= 010110 diye komut verirsek, biz veriyi tanımlamış oluruz ama makine daha ince detaylı öğrenmeler geliştirip, bunu biz tanımlamadan kendisi düşünerek yan yana getirirse tıpkı insanlar gibi, işte bu yapay zekadır.

Hani bir laf vardır ya ; Robot gibi ezber yapma, öğren derler. 👀  Haah! işte artık robota ezber yaptırmıyor, nasıl öğreneceğini tanımlıyoruz buna da yapay zeka diyoruz.

Yapay zekanın ne anlama geldiği biraz olsun kafanızda canlanmış olur umarım.
Bir önceki yazımda verdiğim başlıklardan otonom arabalar (sürücüsüz araç) buna bir örnektir. Araba hangi yolda nasıl gideceğini kendi düşünebilir. Eskiden yolları veri tabanına biz tanımlamak zorunda kalırdık, şimdi makine yolu kendisi algılıyor ve veri tabanında otomatik olarak bize ihtiyaç olmadan yeni bilgi için yer açıyor.
Yine bir önceki yayındaki videoda yapay beyin dediğimiz olayda da aynı şey söz konusu, tıpkı insan beyni gibi düşünen beyin üretmeye çalışıyorlar. Bilgiler arasında iletişim kurarak yeni bilgiyi kendisi oluşturması için çalışılıyor.
Umarım yapay zekanın ne ifade ettiği konusunda açıklayıcı bir bilgi olmuştur. İnsanlar gibi düşünen, konuşan, hareket eden,algılayan,sayısal mantık zekası olan makine veya yazılımlardır.

Aşağıdaki videoları inceleyebilirsiniz :

https://www.youtube.com/watch?v=Z4MpCd31bgw
https://www.youtube.com/watch?v=Ikj0hh6UM9U


NOT: Bugün gündemde önemli gelişmelerden biri olan Türkiye Uzay Ajansı 'ın resmi olarak kurulduğu açıklanmıştır. :)

12 Aralık 2018 Çarşamba

Teknolojide Ne Konuşuluyor?



Merhaba, hepimiz teknolojiyi aktif kullanıyoruz. Peki henüz tam anlamıyla kullanmadığımız teknolojiler yok mu?
Şuan elinizde telefon sosyal hesaplarda geziniyor, videolar izliyor, yorumlar yapıyorsunuz. Yaklaşık 20-30 yıl önce yapamadığınız bu küçük eylemleri şimdi yemek yeme ihtiyacı gibi günlük gerçekleştiriyorsunuz. Hatta bazen canınız sıkılıyor ve Siriyi açıp sohbet ediyorsunuz.
Belki 4,5 yıl sonra severek izlediğimiz Babür gibi yardımcılarımız olacak evimizde ve daha birçok örnek verebiliriz. Ama bunlar çok küçük detaylar olacak, gelin biraz ana başlıkları konuşalım.

Teknolojide Dünya nerede? Çağın gerisinde kalmamak için herkesin duyması gereken bazı kavramları listeliyorum:
(Yapay zeka kavramını en üste bırakalım birçok yeni teknolojinin doğduğu ortak kavramdır)
Nano Teknoloji
Gen Teknolojisi
Artırılmış Gerçeklik
Artırılmış Analiz
Otonom Araçlar
Blockchain (Blok zinciri)
Akıllı Uygulamalar
Endüstri 5.0
3D Printer (3 boyutlu yazıcılar)
Hologram Teknolojisi
İnsansı Robotlar
Tekillik

Evet, bu listeye daha birçok kavram eklenebilir. Bu kavramları şuan tek tek açıklamaya kalkarsak eminim havada kalacaktır.Kavramları araştırıp görsellerle destekleyince ne kadar devasa şeyler içerdiğine şahit olabilirsiniz.
3D printer ile 24 saatte yapılan bir ev hayal etmeyin, çünkü zaten var :) açın izleyin. Yada insansı robotlar, hatta Çinli gençlerin ciddi bir kısmının robotla evlenmeye sıcak baktığını duydunuz mu ?Yook artık ! demeyin, var artık.
Teknolojik cihazlar bizi çok büyük değişimlerin olduğu bir Dünya'ya taşıyor. Peki biraz daha ileri gidersek yapay organlar üzerindeki çalışmalar sizce de hayal edilemeyecek noktalara gelmiyor mu? Yapay kolu duydum, dediğinizi duyar gibi oldum ;
O zaman en üstteki YouTube videosuna 1 dakikanızı ayırarak yapay beyin hakkında bir fikriniz olması  hiç fena olmaz bence :) Daha bir çok farklı çalışma var bu alanlarda bugünlük kısa bir teknoloji gündemi geçtim, özel olarak merak ettiğiniz konulara 5 dk ayırarak google amcaya fikirlerini sorabilirsiniz. Kavramlardan bazılarını zaten açıklayacağım. Bu konuda görüşlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Sağlıcakla kalın :)